Bilişsel öğrenmenin temelini Gestalt psikolojisi oluşturur. Gestalt psikolojisine göre davranışı anlayabilmek için kişinin bu durumu nasıl değerlendirdiğine bakılması gerekir. Gestalt psikologları zihne ulaşan verilere anlam yükleme işlemi, yani algı üzerine yaptıkları çalışmalarla öğrenmenin bilişsel yönüne dikkat çekmektedirler. Bu akımın temsilcileri olan Gestalt okulu psikologları Piaget ve Bruner’e göre öğrenme kişinin davranımda bulunma kapasitesinin gelişmesidir. (Güven, 2004, s.5). Davranışçılar insan davranışlarını uyarıcı- davranım(tepki) kalıbı içerisinde görmektedirler.
Gestalt’çılar bu durumu reddeder. Gestaltçı yaklaşımın özü “Bütün, tüm parçaların toplamından büyüktür” cümlesiyle açıklanmaktadır. Ayrıca Gestalt psikolojisinin hareket noktası “kavrama” kavramı ile açıklanmaktadır.
Gestalt görüşüne göre öğrenme içgörü yoluyla olmaktadır.
Buna göre;
1. Daha zeki olanlar içgörü yoluyla daha kolay sonuca ulaşırlar.
2. Problemi çözmede tecrübe önemlidir.
3. Uyarıcı alanın düzeni, içgörünün meydana gelip gelmeyeceğini belirleyici bir etmendir.
4. İçgörü yoluyla problem çözmede deneme-yanılma vardır.
5. Seziş yolu ile öğrenilenler yeni durumlara kolaylıkla transfer edilebilir.
Gestalt Öğreneme görüşüne göre, Öğretmen bireye öğrenme ihtiyacını çözmede yardımcı olur, öğrencinin kişisel amaçlarını dikkate alır. Bu yaklaşım öğretmenlere dersi öğrencinin sorun çözüm yollarını bulabileceği ve uğraşılması sonucunda neyi elde edebileceği biçiminde düzenlemelerinin önemini belirtir. (Kazancı, 1986, s.131)
Bu kurama göre öğrenme ilkeleri şöyle sıralanabilir.
1. Öğrenilecek içerik yada üstesinden gelinecek sorunun yapısında öğeler ve öğler arası ilişki bulunmalıdır. İçerik ve sorunun yapılandırılması tutarlı olmalıdır.
2. Kazandırılacak davranış ve onlarla ilgili içerik tutarlı bir biçimde düzenlenirken öğrencinin gelişim düzeyi göz önüne alınmalı; davranış ve onlarla ilgili içerik basit ve anlamlı bütünlerden daha karmaşık bütünlere doğru sıralanmalıdır.
3. Anlayarak, kavrayarak öğrenme; ezbere dayalı öğrenmeden daha kalıcıdır.
4. Öğrenci, öğrenme yaşantıları arasındaki ilişkileri kendisi bulmalıdır. Ayrıca ona bulduğu ilişkileri uygulama olanağı da sağlanmalıdır. Böyle bir tutum sonucu davranışlar kalıcı olur.
5. Öğrenciye her eğitim durumunda dönüt verilmelidir. Öğrenciye hataları, eksikleri, tam olarak öğrendikleri bildirilmelidir.
6. Hedefler yani öğrenciye kazandırılacak davranışlar, onun hazırbuluşluk düzeyine göre saptanmalıdır. Öğrenci deste kazanacağı davranışlardan haberdar edilmelidir.
7. Öğrenme tek bir yaşantıyla gerçekleşmez. Öğrencinin geçmiş yaşantılarının öğrenmesi üzerine etkisi vardır. (Sönmez, 2001, s.186)
Piaget’e göre insan zihni kendisine ulaşan her şeye anlam bulmaya çalışan dinamik bir bilişsel yapı gurubudur. Bu anlam bulma öğrencinin deneyimine, sahip olduğu kültüre, etkileşimin doğasına ve öğrencinin bu süreçteki rolüne göre değişebilir. Bireylerin zihinsel gelişimi , Olgunlaşma (fiziksel olgunlaşma), Deneyim (Yakalama, hareket etme, somut objeler üzerine düşünme ve onunla ilgili süreçler doğrultusunda düşünme), Sosyal Etkileşim (Oynama, konuşma, başkaları ile iş yapma) ve Dengeleme (olgunlaşma deneyim ve sosyal etkileşim süreçlerini bir araya getirerek zihinsel yapıyı oluşturma) olmak üzere dört etkenden
etkilenir. (Güven, 2004, s.6).
Kaynakça
GÜVEN, Meral. Öğrenme Stilleri ve Öğrenme Stratejileri Arasındaki İlişki. Anadolu Üniversitesi Eğitim fakültesi Yayınları No: 91, Eskişehir, 2004
SÖNMEZ, Veysel. Program Geliştirmede Öğretmen El Kitabı. Anı Yayıncılık, Ankara 2001
KAZANCI, Osman. Eğitim Psikolojisi Kuram ve İlkelerden Uygulamaya. Kazancı Matbaacılık, İstanbul, 1989
Gestalt’çılar bu durumu reddeder. Gestaltçı yaklaşımın özü “Bütün, tüm parçaların toplamından büyüktür” cümlesiyle açıklanmaktadır. Ayrıca Gestalt psikolojisinin hareket noktası “kavrama” kavramı ile açıklanmaktadır.
Gestalt görüşüne göre öğrenme içgörü yoluyla olmaktadır.
Buna göre;
1. Daha zeki olanlar içgörü yoluyla daha kolay sonuca ulaşırlar.
2. Problemi çözmede tecrübe önemlidir.
3. Uyarıcı alanın düzeni, içgörünün meydana gelip gelmeyeceğini belirleyici bir etmendir.
4. İçgörü yoluyla problem çözmede deneme-yanılma vardır.
5. Seziş yolu ile öğrenilenler yeni durumlara kolaylıkla transfer edilebilir.
Gestalt Öğreneme görüşüne göre, Öğretmen bireye öğrenme ihtiyacını çözmede yardımcı olur, öğrencinin kişisel amaçlarını dikkate alır. Bu yaklaşım öğretmenlere dersi öğrencinin sorun çözüm yollarını bulabileceği ve uğraşılması sonucunda neyi elde edebileceği biçiminde düzenlemelerinin önemini belirtir. (Kazancı, 1986, s.131)
Bu kurama göre öğrenme ilkeleri şöyle sıralanabilir.
1. Öğrenilecek içerik yada üstesinden gelinecek sorunun yapısında öğeler ve öğler arası ilişki bulunmalıdır. İçerik ve sorunun yapılandırılması tutarlı olmalıdır.
2. Kazandırılacak davranış ve onlarla ilgili içerik tutarlı bir biçimde düzenlenirken öğrencinin gelişim düzeyi göz önüne alınmalı; davranış ve onlarla ilgili içerik basit ve anlamlı bütünlerden daha karmaşık bütünlere doğru sıralanmalıdır.
3. Anlayarak, kavrayarak öğrenme; ezbere dayalı öğrenmeden daha kalıcıdır.
4. Öğrenci, öğrenme yaşantıları arasındaki ilişkileri kendisi bulmalıdır. Ayrıca ona bulduğu ilişkileri uygulama olanağı da sağlanmalıdır. Böyle bir tutum sonucu davranışlar kalıcı olur.
5. Öğrenciye her eğitim durumunda dönüt verilmelidir. Öğrenciye hataları, eksikleri, tam olarak öğrendikleri bildirilmelidir.
6. Hedefler yani öğrenciye kazandırılacak davranışlar, onun hazırbuluşluk düzeyine göre saptanmalıdır. Öğrenci deste kazanacağı davranışlardan haberdar edilmelidir.
7. Öğrenme tek bir yaşantıyla gerçekleşmez. Öğrencinin geçmiş yaşantılarının öğrenmesi üzerine etkisi vardır. (Sönmez, 2001, s.186)
Piaget’e göre insan zihni kendisine ulaşan her şeye anlam bulmaya çalışan dinamik bir bilişsel yapı gurubudur. Bu anlam bulma öğrencinin deneyimine, sahip olduğu kültüre, etkileşimin doğasına ve öğrencinin bu süreçteki rolüne göre değişebilir. Bireylerin zihinsel gelişimi , Olgunlaşma (fiziksel olgunlaşma), Deneyim (Yakalama, hareket etme, somut objeler üzerine düşünme ve onunla ilgili süreçler doğrultusunda düşünme), Sosyal Etkileşim (Oynama, konuşma, başkaları ile iş yapma) ve Dengeleme (olgunlaşma deneyim ve sosyal etkileşim süreçlerini bir araya getirerek zihinsel yapıyı oluşturma) olmak üzere dört etkenden
etkilenir. (Güven, 2004, s.6).
Kaynakça
GÜVEN, Meral. Öğrenme Stilleri ve Öğrenme Stratejileri Arasındaki İlişki. Anadolu Üniversitesi Eğitim fakültesi Yayınları No: 91, Eskişehir, 2004
SÖNMEZ, Veysel. Program Geliştirmede Öğretmen El Kitabı. Anı Yayıncılık, Ankara 2001
KAZANCI, Osman. Eğitim Psikolojisi Kuram ve İlkelerden Uygulamaya. Kazancı Matbaacılık, İstanbul, 1989